Trafik Kazalarında Kusur – Taksir

Trafik kazalarında kusur konusu trafik kazalarının günümüzde daha çok artmasından kaynaklı olarak açıklanması gereken önemli bir konudur. İlk olarak bahsetmemiz gereken trafik kazalarında kusur (TCK 455, 459) taksirli suçlardan sayılmaktadır. Taksirin tanımı TCK’da yapılmamış ise de; 4785 sayılı Yasanın 1. maddesiyle TCK’ nun 45. maddesine “failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde ceza üçte bir oranında artırılır” şeklinde son fıkra eklenerek “bilinçli taksirin de  tanımına yer verilmiştir. Ayrıca, 4785 sayılı Yasanın 2. maddesiyle de taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hürriyeti bağlayıcı ceza fiil şuurlu (bilinçli) taksir halinde ise para cezasına çevrilemeyeceği şeklinde düzenleme getirilmiştir. 

Kanunumuzun bilinçli  ve bilinçsiz olarak ayırdığı taksir çeşitlerini şöyle tanımlamaktadır: “Hukuki anlamda taksir neticenin fail tarafından öngörülebilir (tahmin edilebilir) olduğu halde öngörülmemesi (bilinçsiz taksir) şeklinde ortaya çıkabileceği gibi, neticenin öngörüldüğü halde istenmemesi şeklinde de (bilinçli taksir, öngörülü taksir) olabilir. Diğer bir deyişle öngörülebilir nitelikteki neticenin öngörülmemesi şeklindeki taksire bilinçsiz taksir, öngörülen neticenin gerçekleşmesinin istenmemesine rağmen harekete devam edildiği durumdaki taksire bilinçli taksir denilmektedir.  Bilinçli taksirde fail, hareketiyle zararlı bir neticeye sebep olabileceğini öngörmekte ancak, bu neticenin gerçekleşmesini istemeyip, gerçekleşmeyeceğini ummakta, buna güvenmektedir. Başka bir anlatımla bilinçli taksir; iyice düşünmemek, temkinli hareket etmekte ağır kusurlu olmaktır. Bu durumda fail arzulamadığı bir sonuçtan sorumlu tutulmaktadır. Bu konuda bir örnek vermek gerekişe, buzlu bir yolda yolcu yüklü aracın tekerleklerine zincir takmaksızın kendisine güvenerek , nasıl olsa kontrol edebilirim düşüncesiyle yolculuğa çıkan bir sürücü, istiap haddinden fazla bir yükle sefere çıkıpta lastiğin patlaması sonucu kazaya neden olan sürücü, kalabalık ya da yerleşim alanlarında yarışa çıkarak yayalara çarpan sürücüler, karşı şeritten bir diğer aracın geldiğini gördüğü ve aralarında az bir mesafe kaldığını farkettiği ve sollayamadığı takdirde, gelen araçla çarpışacağını tahmin ettiği halde becerisine güvenerek sollamaktan çekinmeyen ve araçla çarpışan sürücünün taksiri birer bilinçli taksirdir. 

“Bilinçsiz taksirde fail, öngörmesi gereken neticeyi öngörmemekte; bilinçli taksirde ise, öngördüğü halde neticenin gerçekleşmemesi için çalışmakta ancak neticenin meydana gelmesini önleyememektedir.” Aslında  bu gibi durumlarda failler sebep oldukları bir trafik kazasında bir veya birkaç kişinin yaralanması veya ölümüne neden olmuşlardır. 

Kendilerinde belli bir olayın gerçekleşmesini muhtemel addedilecek düşünme yeteneği vardır. Bir başka anlatımla fail neticeyi öngördüğü halde, gerçekleşmeyeceğine olan güveni, gerçekleşeceği düşüncesinden güçlüdür. Bilinçli taksirde fail, tecrübesine, mesleğinin gerekli kıldığı yükümlülüğe aykırı bir biçimde güvenerek, “bir şey olmaz” düşüncesiyle buzlu havada zincir takmamış, haddinden fazla yükle sefere çıkmıştır. O, bir kazanın olmayacağına güvenmiş ve bu güvenle hareketine devam etmiştir. Örneğin, kalabalık bir caddede süratli araç kullanan sürücü genel bir düşünce ile birine çarpabileceğini öngörür, ancak kendi mahareti ve hünerine güvendiği için çarpma sonucunun oluşmayacağına inanır. O halde yine “bir şey olmaz” düşüncesiyle bir kazaya sebebiyet verildiğinde bilinçli taksirden fail sorumlu tutulacaktır. Bilinçli ve Bilinçsiz taksiri birbirinden ayıran özellik kendini öngörme kavramında gösterir. Neticenin öngörülebilmesinden anlaşılan, neticenin fail tarafından, hareketin yapıldığı zaman ve bu zamandaki şartlara göre tahmin edilebilmesidir. 

Yukarıda da belirtildiği gibi öngörülebilmenin takdirinde failin yaşı, bedeni ve ruhsal yapısı, okuma derecesi vs. göz önünde tutulmaktadır. Eğer netice öngörülemiyorsa, öngörebilme imkansızlığı varsa failin kusurluluğundan bahsedilemeyecektir. Öngörülmenin imkansız olması halinde taksir değil, bir kaza ve tesadüften söz edilir. Zaten taksirli bir suçtan bahsedilebilmesi için, istenmeyen sonucun mutlaka gerçekleşmiş olması şarttır. Örneğin, kalabalık bir caddede aracını süratli şekilde süren sürücü, bir kimseye çarpıp onu yaralamadıkça TCK. 459, ölümüne neden olmadıkça TCK. 455, maddeden sorumlu tutulamazsa da, 2918 sayılı KTK’ nın 51. maddesine göre hız kurallarına aykırı davranmaktan sorumlu tutulabilir. Bilinçli taksir ile olası kast birbiriyle karıştırılmamalıdır.

 Gerçekten hareketinin muayyen bir neticeyi meydana getirebileceğini öngören failin, bahse konu hareketi yapmaktan çekinmemesi; “olursa olsun” demesi olası  kastı; “bir şey olmaz” demesi bilinçli taksiri gösterir. Gerçekten, neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlike hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin tehlike hali ile bir tutulamayacaktır. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu neticeyi meydana getirecek harekette bulunmamakla özellikle görevlidir. Caddede büyük hızla arabasını süren şoför, kendi mahareti- ne güvenerek, ani olarak önüne fırlayacak bir çocuğu ezmeyeceğini düşünürse fakat bir çocuk fırlamasını öngördüğü ve gerçekleşmesini istemediği bu neticeyi engel olamamışsa, taksiri kabul edilmekle beraber, cezasını arttırmamak için de sebep yoktur.

II. Kanuna Göre Taksirin Şekilleri

Bilindiği gibi kusurda amaç, failin eylemini irade ve hukuki kurallara aykırı bir biçimde işlemesidir. Taksirde tıpkı kasıt gibi bir kusurdur. Kısaca taksirli suç, sonucu istenmeyen suç demektir. TCK. nun 455 ve 459. maddelerinde yaptırımını bulan trafik kazalarında (ölümlü ve yaralamalı) taksir (kusur) oluşturan fiiller saymak suretiyle şöyle belirlenmiştir:

A. Dikkatsizlik

Kazada failin ilgisiz ve duyarsız davranması sonucu oluşan irade yoksunluğunun neden olduğu durumdur. Örneğin sürücünün, kalabalığı farkedince fren yapıp yavaşlaması gerekirken hızını azaltmadan kalabalığın içerisine dalması bir dikkatsizliktir. Dikkatsizlik bazen yayalarda da görülebilmektedir. Örneğin, kırmızı ışıkta yolu geçmek, yaya geçidi dışından geçmek, araçlara ilk geçiş önceliği hakkını vermemek, duran taşıtın önünden ani olarak çıkmak, yolun ortasından da durmasını beklemeden tutarsız yürümek, hareket halindeki taşıta binmek ya da inmek, sarhoş, uykusuz, kör veya sağır olduğu halde trafik akışında yürümek vs.. Sürücülerin dikkatsizliği genellikle yorgun, uykusuz, dalgın olarak araç sürmek gibi faktörler etkilemekte ise de bu faktörler kusuru hiçbir şekilde ortadan kaldırmamaktadır. Dikkatsizlik, icrai bir hareketle gerçekleştirilen, ortak tecrübenin yüklediği dikkat görevine aykırı davranılması halidir. Örneğin okul geçidi levhası bulunan bir yerleşim alanındaki kavşakta geçen öğrencileri gördüğü halde hızını azaltmayarak öğrencilere çarpan sürücünün kusuru dikkatsizliktir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07.03.1994-1/50-76 sayılı kararına göre; “Dikkatsizlik, olumlu bir harekette bulunulması suretiyle gösterilmesi gerekli özenin gösterilmemesidir.”

B. Tedbirsizlik

Kişinin, istemediği halde zararlı sonucun husule gelmesinde önleyici tedbirleri almamış veya savsaklamış olması halinde tedbirsizlik söz konusudur. Örneğin, sürücünün bozuk olan frenle yola çıkması, lastikleri aşınmış olduğu halde trafiğe çıkması vs. gibi durumlarda tedbirsizlik gündeme gelmektedir. Tedbirsizlik belirli bir neticenin meydana gelmesini önleyecek tedbirleri almayarak bir ihmali durum içinde kalmaktır. Tedbirsizliğin var olup olmadığını takdir ederken, alınması gerekli önlemlerin nelerden ibaret olabileceği, aslında her olay için ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Sonuç itibariyle tedbirsizlik, icrai bir hareketi gerektiren dikkatsizlikten farklı olarak ihmali bir davranıştan doğmaktadır. Başka bir deyişle tedbirsizlik ortak tecrübenin yüklediği tedbir görevinin ihlalidir. Eğer bu görev yetkili mercilerce konulan kurallara müstenit ise, bu kuralların ihlali tedbirsizlikten ziyade emir ve nizamlara aykırılık oluşturur.

C. Meslek ve Sanatta Acemilik

Araç sevkinde ehil ve mahir olunmaması, trafik kurallarından haberdar olunmaması, vs. gibi durumlarda acemilikten söz edilir. Örneğin, öndeki aracın seyir esnasında yakın mesafeden takip edilmesi, ikazda bulunmadan önde giden aracın sollanılması, kendi şeridinden gitmeyip, sürekli olarak yol ortasından seyredilmesi, park yerinden hızlı ve hatalı olarak çıkış yapılıp kazaya sebebiyet verilmesi, vs. acemiliği gösterir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun  söz konusu kararında “Meslek ve sanatta acemilik, belirli bir mesleği yapan kimsenin o meslek veya sanatın esaslarını bilmemesi veya bu hususta gereken beceriden yoksun olmasıdır” denilmektedir.

D. Nizamlara, Emirlere ve Talimatlara Uymamazlık

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun söz konusu kararına göre “Nizamat, evamir ve talimatlara ria- yetsizlik, kişiyi belirli bir hareket yolunu izlemeye zorlayan hukuk kurallarına aykırılıktır.” Trafik Yasası veya Yönetmeliğinde belirlenmiş kurallara aldırış etmeden araç süren ve bir kazaya neden olan sürücü kusurlu sayılır. Örneğin, yol üzerinde yayayı gördüğü halde hızını azaltmayan, korna çalarak ikaz etmemek suretiyle yolu geçmeye çalışan yayaya çarpan sürücü kurallara uymamış olduğundan hiç şüphesiz sorumludur. Kimi zaman kurallara yayalarında uymaması olasıdır. Örneğin, yolu aniden geçerken iki tarafına dikkat etmeyen, gelen aracın önünden çekilmeyen, geçiş esnasında kendi emniyetini kollamayan yayada kazada kusurlu sayılır. 

“Düzene aykırılık, ruhsat kurallarına ve tehlikeyi gidermeye yönelik normlara aykırılık olmak üzere iki grupta toplanabilir. Bir mesleği icra edebilmek için ruhsat, diploma vs. almak şeklinde ortaya çıkan mücerret ruhsat kurallarına aykırılık, taksire karine teşkil etmez. Bu bakımdan örneğin, ehliyetli şoförden farksız olarak otomobil kullanan ehliyetsiz şoförün, yayanın kusuru sonucu zararlı bir neticeye sebep olması halinde, ehliyetinin bulunmaması onun taksirli hareket ettiğine delalet etmez. Şoförün hareketiyle zararlı netice arasındaki illiyet bağının yokluğu, onun taksir dolayısıyla sorumlu tutulmasına engeldir. Diğer bir anlatımla, şoför ehliyetsiz olmasından ötürü yaptırıma tabi tutulabilirse de, kusuru olmadıkça zararlı neticeden cezalandırılamaz. Buna karşılık, içtimai hayatta ortaya çıkabilecek belli bir tehlikeyi gidermeye yönelik kurallara riayetsizlik taksire karinedir.

 Yukarıdaki örnekte, aynı şoförün kırmızı ışıkta geçerek veya hız sınırını aşarak bir yayaya çarptığı kabul edilirse (trafikte ışıklandırmaya ya da hız limitlerine ilişkin kurallar belli bir tehlikeyi önlemeye matuf olduğundan) taksirin varlığı kabul edilir. Diğer bir anlatımla, kırmızı ışıkta geçen fail “tedbirli ve dikkatli geçtim, yola birden atlayan yayaya çarpmamam mümkün değildir” dese bile, karine olarak kurallara aykırı hareket ettiğinden taksirinden sorumludur. Sonuç İtibariyle sadece ehliyetsizlik kusur sayılmamaktadır. Ancak, kazanın vukuuna ehliyetsizlik etkilemişse faile kusur verilmelidir. Nitekim Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 09.10.1990-9355/9972 sayılı kararında (özetle) şöyle denilmektedir. 

“Sürücü belgesiz araç kullanmak ayrı bir suç teşkil ettiği gibi, mücerret ehliyetsiz  olarak araç sürmekle yaralama hadisesi arasında doğrudan doğruya bir illiyet rabıtası olmadığı ve dosyadaki bilirkişi raporunda dikkatsizlik ve tedbirsizlik sebebiyle kusur izafesini gerektiren nedenlerin neden olduğu belirtilmediği nazara alınarak, olayda sanığın kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan mütalaa alınarak sonucuna göre hukuki durumun tayini gerekirken, bilirkişinin yetersiz raporuna istinaden eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.” Demiştir. Önemle belirtmek gerekir ki tehlikeyi gidermeye yönelik kurallara aykırılık taksire karine oluşturur. Örneğin, kırmızı ışıkta geçmek KTK. nun yasaklayıcı hükmüne aykırılık sayılır, bu durumda failin ayrıca tedbirsizlik ve dikkatsizlik gösterip göstermediğine araştırmaya gerek yoktur. Çünkü, kırmızı ışıkta geçme taksirli (kusurlu) davranıldığına karine teşkil etmektedir. 

Bu Yazıyı Arkadaşlarınızla Paylaşın

Bu Sayfaya Yorum Yapabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesaj Gönder
Sorunuz mu var?
Scan the code
Merhaba👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz?