Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Mağdurun Beyanının Delil Değeri

Bilindiği üzere ceza muhakemesinin temel amacı, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için ceza hâkimi, olayın oluş şeklini açıklığa kavuşturmak için sanık, mağdur ve varsa tanıkları dinleyecek, huzuruna getirilen delilleri değerlendirecek, elde ettiği tüm delillerle vicdani kanaatini oluşturacak ve hüküm kuracaktır. Hâkimin vicdani kanaatinin oluşmasında deliller büyük öneme sahiptir. Bu bakımdan en hassas suçlar cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardır.

Türk Ceza Kanunu’nda cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar şu şekilde düzenlenmiştir:

1. Cinsel Saldırı (TCK m. 102)

2. Cinsel İstismar (TCK m. 103)

3. Reşit Olmayanla Cinsel İlişki (TCK m. 104)

4. Cinsel Taciz (TCK m. 105)

Bu suçların çoğu zaman sadece iki kişi arasında geçmesi, olayın görgü tanıklarının olmayışı, video kaydı veya ses kaydı gibi teknik araçların nadiren suç delili olarak elde edilmesi nedenleriyle suçun sübut bulup bulmadığı mahkemelerin en çok tartıştığı konulardan biridir. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların ispatında başkaca bir delil bulunmadığı durumlarda çoklukla beyan deliller belirleyici olmak durumundadır. Bu durumda ise yargılama makamlarının elinde sadece iki delil bulunur: mağdurun sözüne karşılık failin sözü. 

Yargıtay, yerleşik içtihatlarıyla suçun ispatı konusunda bazı kriterler getirmiştir. Yargıtay’ın mağdurun beyanının doğruluğunu sınarken başvurduğu kriterler genel olarak şu şekildedir:

– Mağdurun şikâyette geç kalması 

– Faille mağdurun suçtan önceki iletişimi 

– Mağdurun anlatımlarındaki çelişkiler 

– Faille mağdurun ilişki geçmişi 

– Beyanın hayatın olağan akışına uygun olup olmaması 

– Mağdur ile fail arasında husumet bulunup bulunmaması 

– Mağdurun direnme/yardım isteme imkânı olan hallerde bu imkânı kullanıp kullanmadığı

Bu kriterlere ek olarak mağdur beyanının adli tıp raporu gibi dosyadaki mevcut teknik delillerle de çelişmemesi, mağdurun beyanlarının tutarlı ve somut nitelikte olması da gerekmektedir. 

Önemle belirtmek gerekir ki mahiyeti gereği, doğurduğu hukuki ve sosyal sonuçlar itibariyle cinsel dokunulmazlığa karşı suçtan mahkûmiyet kararı vermek oldukça güçtür. Yukarıda bahsedildiği üzere bu suçlarda olayın tek delilinin mağdur beyanı olduğu durumlarda konuya çok dikkatli yaklaşılmalı, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan masumiyet karinesi ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gözden uzak tutulmadan hüküm kurulmalıdır. 

Bu Yazıyı Arkadaşlarınızla Paylaşın

Bu Sayfaya Yorum Yapabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesaj Gönder
Sorunuz mu var?
Scan the code
Merhaba👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz?