ANAYASA MAHKEMESİ SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA SUÇU İPTAL KARARI

08/11/2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan E. 2023/132, K. 2023/183 ve 26/10/2023 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı 


Patnos Ağır Ceza Mahkemesi ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin 6. fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. 


Başvurunun konusu olan işbu fıkra; Türk Ceza Kanunu’nun “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlığı altında şu şekilde düzenlenmektedir:


“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.(Ek cümle: 11/4/2013-6459/11 Md.) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.”

Anayasa Mahkemesi, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun’un 85. maddesiyle değiştirilen (6) numaralı fıkrasını detaylı şekilde değerlendirmesinin neticesinde;

“İtiraz konusu kuralın şekli anlamda kanun hükmü olduğu ve erişilebilir nitelikte olduğu açıktır. Bununla birlikte kuralın belirli olduğunun söylenebilmesi için uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların da öngörülebilir olması gerekir. Bu itibarla kuralın kamu otoritelerinin Anayasa ile korunan temel haklara yönelik keyfi müdahalelerine karşı koruyucu önlem içerip içermediğinin belirlenmesi gerekir.

Kuralda yer alan örgüt adına işlenen suç kavramından ne anlaşılması gerektiğine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği ve işlenen suçlar arasında bir ayrım yapılmadığı anlaşılmaktadır. Başka bir ifadeyle, niteliğine ya da ağırlığına bakılmaksızın, herhangi bir suçun örgüt üyesi olmayan bir kişi tarafından bir örgüt adına işlendiği değerlendirildiğinde, kişiler ayrıca örgüte üye olma suçundan da cezalandırılmaktadır. Bu durum son derece ağır bir itham ve ceza öngören bir suçun kapsamını ölçüleri belirsiz olacak şekilde genişletmektedir.

Belirlilik incelemesi bakımından gözetilmesi gereken bir diğer husus bir kişinin örgüt adına suç işlediğinin kabul edilmesi durumunda örgüte üye olma suçundan cezalandırılmasıdır. İlke olarak kişinin silahlı örgüte üyelikten cezalandırılabilmesi için eylemlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu veya bu özellikler olmasa dahi suçun niteliği ile örgütün amacına ulaşma bakımından ancak örgüt üyeleri tarafından işlenip işlenemeyeceği gözetilmeli; örgütle organik bir bağının bulunduğu ve örgütün hiyerarşik yapısı içinde bilerek ve isteyerek hareket ettiği yeterli bir gerekçeyle gösterilmelidir. 

Buna karşın itiraz konusu kural uygulandığında silahlı örgüte üye olma suçu bakımından aranan belirli şatlar, örgüte üye olmayan ancak örgüt adına suç işleyen bir kimse yönünden aranmamakta ve her iki kategorideki kimseler arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın örgüte üye olmayan ancak örgüt adına suç işleyen bir kimse örgüt üyesi olarak cezalandırılmaktadır. Bu itibarla bir kimse silahlı örgütle zayıf da olsa bir şekilde bağlantısı bulunduğu iddia edilen bir suçu işlediği gerekçesiyle, örgütle bağlantısı açıkça ortaya konulmaksızın, işlediği suçun yanı sıra gerçek içtima hükümleri uyarınca ayrıca örgüt üyeliğinden de cezalandırılmaktadır. Bu durum, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşmasına neden olmaktadır.

İtiraz konusu kuralın, örgüt üyeliğine dair herhangi bir somut delil bulunmadan ve işlenen suçun niteliği ve ağırlığı itibarıyla örgütün amacına ne surette katkıda bulunduğu da dikkate alınmadan kişilerin örgüte üye olmak gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına neden olacak şekilde geniş yorumlanmaya müsait olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kuralın kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı ve bu yönüyle kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 38. Maddesine aykırıdır. İptali gerekir.”

Şeklindeki gerekçe ile,
– Birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
– İkinci cümlesinin 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE,
– Üçüncü cümlenin 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE
Hükmetmiş olup işbu kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dört ay sonra (08.04.2023 tarihinde) yürürlüğe girmesine oy birliği ile karar vermiştir.

Bu Yazıyı Arkadaşlarınızla Paylaşın

Bu Sayfaya Yorum Yapabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mesaj Gönder
Sorunuz mu var?
Scan the code
Merhaba👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz?